defterden oluşuyormuş. Kız kardeşi arşivi düzenlerken
bulmuş. (1877) İlk kez Berlin'de 1928'de oynanmış.
Lise mezuniyet sınavında edebiyat kompozisyonu için 4 saat
55 dakika harcayarak 4 almış. (10 üzerinden)
İvanov'u 10 günde yazmış. Aynı yıl (1877) 1 saat 5 dakikalık
bir sürede 'Son Şarkı' adlı bir oyun yazmış. Sahne süresi
20 dk. imiş. Kalhas diye biliniyormuş.
Yazılışından 100 yıl sonra 1977'de Nikita Mihalkov, oyunu
'Mekanik Piyano İçin Tamamlanmamış Piyes' adı altında
filme almış.
En sevmediği oyunu Orman Cini imiş. Martı'yı 8 günde
yazmış.
Ağaçlara 'yeşil oğullarım' dermiş.
Yol ve mektep yaptırmış. Zor durumdaki besteci, müzisyen
ve edebiyatçılara yardım edermiş.
Arşivcilik yönü varmış. En sevdiği noktalama işareti (...) üç
nokta imiş. Provalara (rejiye) çok sık müdahale edermiş.
82 gün Sibirya'da pranga mahkumları ile konuşmuş.
Siyasiler ile konuşmak yasakmış ama gizli gizli görüşmenin
yolunu bulmuş.
Gençliğinde kendini 'köle' olarak tanımlamış. "Şu delikanlı
içindeki köleyi bastırarak, damla damla söküp atar.
Günlerden bir gün, sabahleyin uyandığında hisseder ki,
damarlarında akan kan artık köle kanı değil, gerçek insan
kanıdır." (1889)
Meyerhold, Çehov'un Bir Evlenme Teklifi, Ayı ve Jübile
adlı kısa oyunlarını birleştirip adına '33 Baygınlık' demiş.
Nedeni, üç oyunda toplam 33 kez bayılma sahnesinin oluşu
imiş.
Üç Kız Kardeş oyunundaki Tuzenbah karakterini
Meyerhold'a adamış. Tuzenbah: "Bugün kahve içmedim,
söyler misin kahve pişirsinler..." (gider) Meyerhold da tam
tutuklanıp evden giderken buna çok benzer bir cümle
kurmuş.
Üç Kız Kardeş'te, kız kardeşleri, Perm'de yaşayan üç aydın
kadından (Ottilya, Margarita, Evelina) ilham alarak
oluşturmuş. Onlar, Perm'deki ilk özel okulun
kurucularıymışlar. (Zamanında Perm'e gitmiş)
Vişne Bahçesi'nde, Ranevskaya karakterini 'genç işi
kıyafetlerden hoşlanan yaşlı bir libarek kadın' olarak hayal
etmiş. Uşak Firs'i ise 'para biriktiren ve biriktirdiği paraları
oyuncak arabada saklayan bir adam' olarak düşünmüş.
Gayev'i de bir kolu olmayan amatör bilardocu olarak...
Stanislavski, Çehov'un hastalığında, yazlığını ona bırakmış
ve Çehov bir sabah çok erken saatte ev halkının treni
karşılamak için atlı arabalar hazırladığını ve bundan doğan
telaşı görmüş. Böylece Vişne Bahçesi'nin o meşhur
sahnesi doğmuş. Yazlıkta evin demirbaşı olan Dunyaşa
adında bir hizmetçi varmış. Çehov karakterin adını
değiştirmeden oyununa almış.
Stanislavski, Çehov'un her istediği yerine getirilsin diye
'kendi yardımcılarını da getirebileceklerinin ama
Dunyaşa'nın her işi halledebileceğinin' altını çizmiş. (Oyunu
düşünün) Stanislavski'nin annesi 'büyük çocuk' gibiymiş.
Tıpkı Çehov'un Ranevskaya'sı gibi. Karakteri yaşlı olarak
düşünmesi de bundan kaynaklı...
Yine yazlıkta çok yaşlı bir dadı varmış ve bu dadı bir süre
sonra çalışamayacak duruma gelmiş. Sadece dinlenirmiş.
Tıpkı Firs gibi çok sadıkmış. 1861'de 'Köylülere Özgürlük
Yasası' çıktığında dadı ailede kalmayı tercih etmiş. Çünkü
Firs gibi gidecek bir yeri yokmuş. Kaldığı evde ölmüş...
Çehov, Vişne Bahçesi'nin bir temsilinde, ölmesine birkaç
gün kala, birkaç kişinin yardımıyla, oyunun oynandığı salona
gelmiş. O sırada 4. perde başlamak üzereymiş ve şöyle
demiş: "Hadi gidelim, gidelim de bizimkilerin Vişne
Bahçesi'ne nasıl veda ettiğini izleyelim, ağaçları nasıl
baltaladıklarını dinleyelim..." (Bir nevi kendi vedası)
Tolstoy (o dönem 'Canlı Ceset' adında bir oyun yazarken):
Vanya Dayı'yı izlemeye gittim ve öfkelendim. Ceset'i
yazmak istedim, özetini yazıverdim.
Mir Boji Dergisi: "Asilzade kültürünün çöküşü, Çehov'un
kehaneti oldu."
Moskova Sanat Tiyatrosu:
"Bizim kaderimiz artık Çehov'a
bağlı."
Çehov'dan 70 Not
Başkalarının günahlarıyla kutsallığı elde edemezsiniz.
Hayır, bu kötü ruha ben bir şey yapmadım, o bana yaptı.
Korktukları insanlara yaranmaya çalışırlar.
İdealizmin sonu geldi, o, yerini rubleye verir.
Karşılaştığın ne olursa olsun, bunlara kaçınılmaz ilk
ihtiyaç gibi yaklaşma.
Dünya iyidir, iyi olmayan tek şey var: Bizler.
İyi görgü kuralları, masa örtüsüne sos dökmemekte özen
göstermek değil, başkası masa örtüsüne sos kabını
devirirken, görmemezlikten gelmek demektir.
Yaşamdaki mutluluk ve neşe, ne mutluluk ne de aşkla olur,
sadece doğrularla ve hakikatle.
İnsanlar, aşçı kadının çöplüğüne attığı yemek kalıntıları ve
kemikleri yemezler. Ahmaklar!
Uygarlık ve medeniyet diye adlandırılan merdivenden
çıkın, bunu size bütün içtenliğimle tavsiye ediyorum, ama
nereye gidiyorsunuz doğrusu bilmiyorum. Bir merdiven
için bunu yapmaya değmez.
Milli çarpım cetveli olmadığı gibi, milli bilim dalı da yok,
milli olan ne varsa ona bilim denmez.
Dostlarınızı adaletsiz yolla zengin olanlardan seçin. Böyle
denmiş, evet, çünkü adaletli yolla zengin olmak mümkün
değil.
Yalnız insanlar, restoran ve hamama muhabbet etmek için
giderler.
Eskiden, tuhaf insanlar ona hasta gibi geliyordu, şimdiyse
bunu normal hal gibi kabul ediyor, yani tuhaf biri olmayı.
Yapılan işler amaçlarıyla belirlenir, o işe devasa denir ki
amacı devasa olsun.
Haşarat, bit bitki yer, yalan da kalbi yer.
İki eşli adam: Biri Petersburg'ta, diğeri Kerç'te. Sürekli
kavga, dalaş, tehditler, telgraflar. Adamı neredeyse
intihara sürükleyeceklerdi. Nihayet çareyi buldu: İki eşini
aynı eve yerleştirdi. Onlar şaşkınlık içindeler, taş kesildiler,
donakaldılar. Sustular, ne bir ses ne bir seda.
İnsan ne kadar kültürlüyse, bir o kadar bedbahttır.
Bir delikanlı edebiyat delisi, edebiyatçı olmayı hayal
ediyor, bu konuda babasına mektup yazıyor. Nihayet işini
gücünü bırakıp Petersburg'a gidiyor, kendini edebiyata
adıyor. Sansür memuru oluyor.
Ahlaksızlık, insanlık ile birlikte doğar.
Kılıflı adam, galoş, kılıklı şemsiye, kılıflı saat, kılıflı bıçak.
Tabutta yattığı zaman gülümsüyordu: galiba idealini
bulmuştu.
Ağa mujiğe: Şayet içkiyi bırakmazsan, senden nefret
edeceğim. Evdekiler: Ne dedi ağa? Diyor ki, senden nefret
edeceğim. Evdekiler çok mutlular.
Merhametle, tatlılıkla başarılı olamayan, sertlikle de hiçbir
şey yapamaz.
İnsana sadece ve sadece 3 arşın toprak gerekir. İnsana
değil, cesede. İnsana dünya gerekir.
Kadın sanatın değil, sanat çevrelerinde kopan gürültünün
etkisi altındaydı.
Gazete yazarı N'nin aktris X ile ilişkisi var. Hayırseverlik
yapılmakta. Oynayan oyun kötü şeyleri anlatıyor,
oyunculuk berbat, fakat N övgüler yağdırmaya mecbur.
Kısa bir şekilde şöyle yazar: Hem oyun hem aktris büyük
bir başarı kazandı. Ayrıntılar yarın. Ertesi gün X gelir, o
kapıyı açar, öpüşürler, sarılırlar ve aktris kinayeyle:
Ayrıntılar yarın.
Zavallı çilekeş sanat!
Seyirci sanatta en çok banalliği,iyi bildiklerini ve alışkın
olduklarını sever.
Ölüm korkunçtur, fakat ebediyen yaşamak ve hiçbir zaman
ölmemek bilincine sahip olmak daha korkunçtur.
Evde kalmış kız tez yazar: Müminlik tramvayı
Yüzünde deri eksikliği vardı: Gözlerini açmak için ağzını
kapamak zorundaydı.
En iyi yer bizim bulunmadığımız yerdir. Geçmişte biz artık
yokuz, işte bundan dolayı geçmiş bize güzel geliyor.
Şerefi bir insanın elinden alamazsınız, şeref yitirilir.
Hep 'bende frengi yok' diyen adam: Ben dürüstüm. Karım
namuslu kadındır.
Adam bir mektup yazar ve sonunda: Ekinde cevap mejtubu
için pul gönderiyorum.
Köyden en iyi insanlar şehre gidiyorlar, bundan dolayı köy
çöküyor ve çökecek.
Diyorlar ki, eninde sonunda hakikat galip gelecek, ama bu
hakikat değil.
Akıllı şöyle der: Bu yalandır ama halk yalansız
yaşayamadığına göre, onu kökünden yok etmek mümkün
değildir, bırakın şimdilik var olsun. Dahi şöyle der: Bu
yalandır, dolayısıyla var olmamalıdır.
Kendini satan Bayan N herkese şöyle der: Seni herkesten
farklı olduğun için seviyorum.
Böceklerde tırtıldan kelebek çıkar, insanlarda tam tersi:
kelebekten tırtıl.
Evdeki köpekler onları seven, okşayan sahiplerine değil,
onları döven aşçı kadınlara bağlıdır.
Tabloda bir tarla bir akağaç. Tablonun altındaki imza:
Yalnızlık.
Çocuk sahibi olduktan sonra bütün kötü yönlerimizi,
örneğin dolandırıcılık, küçük burjuva alışkanlıklarına şöyle
mazeret buluruz: Efendim, çocuklar için yapıyorum.
Sana inanırlar, yalan söylemiş olsan bile, yeter ki otoriter
bir biçimde söyle.
Eğer yalnızlıktan korkuyorsanız, evlenmeyin.
Hayat büyük, devasa görünüyor, oysa küçücük, avuç içi
kadar yerde oturuyorsun.
80 yaşında ihtiyar, 60 yaşındaki adama: Ayıp, ayıp,
delikanlı!
Akıllı öğrenmekten hoşlanır, ahmak öğretmekten.
Bir insan ne zaman iyi olabilir? Siz ona nasıl olduğunu
gösterdiğiniz zaman.
Bakın sayın hakim, benim köpeğime köpoğluköpek dedi,
şikayetçiyim.
Kar yağıyordu, ama kan dökülmüş yerlere tanecikler
düşmüyordu.
Susadığın zaman, sana öyle geliyor ki koskoca denizi
içebilirsin buna inanç denir, ama suyu içmeye başladığında
iki bardaktan fazlasını içemezsin buna da bilim denir.
Yıldızlar çoktan sönmüşler ama kalabalık için hala
parlıyorlar.
Hekimi 'davet' edeler, sağlık memurunu 'çağırırlar'.
Dozunda libaralizm: Köpeğin özgürlüğe ihtiyacı var ama
ne de olsa onu zincire vurmak gerekir.
Kadın ve erkek arasındaki fark: Kadın yaşlanınca, gittikçe
kadınsı işlere veriyor kendini, erkek ise kadın işlerinden
uzaklaşıyor.
Tıp, nihaklı karım, edebiyat sevgilimdir.
Pis karasinek koskoca duvarı pisleyebilir fakat bir küçük
pis olay bütün işi bozabilir.
Sanatın zevkini tatmayan için başka zevk yok, olamaz.
Aldırmazlık ruhun felci, zamansız ölümüdür.
Yoldan çıkmış ahlaksız kanarya, ağırbaşlı kurttan daha
iyidir.
Kadının göğsü, çocuk için büfedir.
Şarap ve müzik benim en güzel tirbüşonum olmuştur.
Eğer Tanrınız yoksa, yaşamanın hiçbir anlamı yok, yok
olun daha iyi.
Ahmakların elinden ölmek, onlardan övgü işitmekten daha
iyidir.
Dolap yüz yıldır bu dairede duruyor, bunu belgeler
kanıtlıyor, memurlar ciddi ciddi dolabın jübilesini
kutluyorlar. (Vişne Bahçesi'ni düşünün)
Başarı bu adamcağızı diliyle yalamış.
Evlendikten sonra ben de kadın oldum.
Madem hekimim o zaman hasta ve hastahaneye ihtiyacım
var.
Aktrislerin hamile kaldığına çok seviniyor, erkek
oyuncuların bunu yaşayamadıklarına üzülüyorum.
Ege KÜÇÜKKİPER
Kaynak
Not Defteri (Anton Çehov) Dönence Yayınları