12 Kasım 2014 Çarşamba

Bir Portre: 'El' - 'Eş' - 'Tir' - 'Men'

TEB (Türkiye Eleştirmenler Birliği) Başkanı, Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri Jüri Başkanı ve Lions Ödülleri Jüri Üyesi olan Üstün Akmen, (evet doğru okudunuz üç ayrı kurumda jüri) twitter'dan öğrendiğime göre dün (11.11.2014) Yol Tv'de "Bir Portre" adlı programa konuk olmuş. Programı bugün (12.11.2014) internetten bulup izledim. İzlerken de notlar aldım. Üstün Bey'i görmüşlüğüm vardı fakat sesini ilk defa programda duydum. DT'nun kapanmaması için yapılan Beyoğlu yürüyüşünde duymayı çok isteyip duyamamıştım. Kısmet bugüne imiş. Her neyse, Üstün Bey'in söylediklerini üzerime alındım ve düşüncelerimi dört ana başlıkta toplayarak, sizlere sundum.

1) EL

Bildiğiniz üzre "el" kelimesi, "yabancı" anlamına geliyor. Üstün Akmen, kısa bir süre önce, genç eleştirmenlere, yazdığınız yazıları yollayın çağrısı yaptı. Programda da destek verdiğini açıkça belirtti. Fakat daha sonra söylediği, "genç eleştirmenlerden çok bir şey beklemiyorum" cümlesi, önceki açıklamalarını çürüttü. Üstün Akmen'e göre ben yabancıyım. Oluş(turul)an "klan"ın içerisinde yer alamam. (Zaten almak istemem) Kendisine yapıldığı gibi, yazılarım bu işle meşgul kişiler tarafından derlenip toparlanarak, incelenemez. Yani "yaşayan bilir" lafı hikâye. Ben onun tabiri ile "sağda solda yazı yazan" biriyim. (Blogların, diğer mecralara göre daha çok okunduğunu bilse keşke) Bu nedenle eleştirmenin sadece "el"i olabilirim. Peki ya el verilse? Nasıl olur? 

2) EŞ

Üstün Akmen, gençlerden neden çok şey beklemediğini daha sonra detaylı olarak açıkladı. Nedenlerden biri gerekli okumaları yapmıyor oluşları imiş. Gerek oyun gerekse tiyatro üzerine sayısız kitap okudum. Hatta bir kısmının listesini de yaptım. O listede Üstün Akmen'in söylediği Shakespeare'de var, Commedia dell'Arte'de. Bir diğer neden, deneyim ve bilgi birikiminden yoksun oluşları imiş. Benimle çok güzel tiyatro sohbeti yapılır. Bilen bilir. Yelpazem geniştir. 1997'den beri de oyun izlerim. Hem de Allah'ın bana verdiği iki göze, gözlüklerimle iki göz daha ilave ederek. Hafızam çok kuvvetlidir. Arşivim de sağlamdır. Fakat bunların hiçbiri, Üstün Bey'in gözünde diğer eleştirmenlere "eş" olmayı sağlamaz. Sonra "eş jüri başkanı" falan olurum neme lazım. Peki ya eşlik edilse? Nasıl olur?

3) TİR

Üstün Bey'in görünümü (bana göre) sert. Yani kişide hemen yanına yaklaşılacak türden bir izlenim bırakmıyor. Karşısındakini tir tir titretiyor. Haliyle bu da araya bir mesafe koyuyor. Ben de böyle yazılar ile iletişim kuruyorum. Zaten daha fazlasına da izin ver(il)miyor! Üstün Akmen programın bir bölümünde mesleğinin üstatlarından dem vurdu. "Onların çoğu yazısında dekor, kostüm ve ışık hakkında bir şey yazmaz, reji ile oyunculuk çok çabuk geçilir, oyunun sadece beğenilip beğenilmemesi üzerinde durulur, neden beğenilip beğenilmediği anlatılmaz" diyerek bana daha fazla şey söyleme fırsatı doğurdu. Benim yazılarımda hepsi var. Ayrıca genç eleştirmenler arasında benden daha ayrıntılı yazanını bulun, ben bir de özür yazısı yazacağım. SÖZ! Peki ya gençler onlara verilen destekle, heyecandan tir tir titrese? Nasıl olur?   

4) MEN

Bu başlık, beni ve benim gibi düşünenleri, böyle negatif söylemler ile eleştirmenlikten "men ettirme"yi sitemliyor. Lâkin bu yazının da bir eleştiri olduğu unutulmamalı. Üstelik Üstün Bey'in "kötü oyunları yazmıyorlar" düşüncesini baz alarak ben de şunu söyleme hakkını kendimde buluyorum: "bir yazıdan iki oyun çıkarıyorlar", "kötüleri de iyi diye yutturuyorlar", "televizyonlarda mantık dışı doluluk olanları veriyorlar." Ya bunları ne yapacağız? Men edebilir miyiz? Peki ya "men" eki, "eleştir" ile birleştirilip bir anlam kazansa? Nasıl olur?    

Not: Üstün Akmen, kırıcı olmadığı sürece eleştirilmeyi sevdiğini de söyledi. Bu yazının kırıcı olduğunu düşünmüyorum. Fakat kendisi son derece kırıcı cümleler sarf ediyor. Bir de DT'nun 13 ilde sahnesi olduğunu sanıp (hepsinde oyun izlemiş) doğru sayının 21 olduğunu bilmiyor. Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin içine (salon kısmı) fevkalade güzel demekle büyük bir hata yapıyor. Bu hatayı Toron Karacaoğlu'nun bir cümlesi düzeltse daha iyi olur: "Yahu adamlar seyircinin en güzel göreceği yere merdiven boşluğu yapmışlar. Neresi güzel?" Ahhh hep bir boşluk işte...

Üstün Bey, hükümetin 2023 hedef politikasından korkuyor ve beğenmiyormuş. Kendisinin eleştiri ve eleştirmen(ler) için ne gibi hedefleri var acaba? Ben, kendisini programda dinlediğim kadarıyla hedeflerini anladım. Fakat beğenmedim. Bu şekilde düşünen birisine ve onun başında bulunduğu bir kuruma yazılarımın tekini dahi gönder(e)mem. Hayatımda her zaman inandığım şeyleri yaptım. Bu zihniyete de inanmam mümkün değil. Kusura bakmayın...




EGE KÜÇÜKKİPER




8 Kasım 2014 Cumartesi

DT Edebi Kurul Toplantısı Fotoğraflarının Bana Anlattıkları



Nejat Birecik: Kendi koltuğumu bıraktım hocam, sizin yanınızda oraya oturmak ne haddime. Size yakın oturuyorum mesafeler olmasın diye. Hocam neden yemiyor sunuz? Hepsi sizin için hazırlandı.


  

Semih Sergen: Son zamanlarda DT hiç iyi gitmiyor. Şimdi de sen geldin. DT iyice şu önümde duran oralet gibi sarıya kaçtı. Şeker de kullanıyorum ama kâr etmiyor. Ne tat kaldı ne tuz!

Nejat Birecik (iç ses): Anlat sen anlat... Yaşına hürmet dinliyorum. Ben bütün sezon anlatacağım (bildiğimi okuyacağım) zaten.




Refik Erduran: "Ramiz ile Jülide"yi kaldırmadınız değil mi? Bu sezon da oynayacak. Başka hangi oyunlarım oynayacak söyle bakayım Jülide'mm.. DT benim oyunlarımı oynamak zorunda. Yoksa kapatırım! (Ve hemen ardından duyulan Erol Taş gülüşü)

Nejat Birecik (iç ses): Hahahahah hâlâ anlatıyor musun? 


NOT: Yazılanlar tamamen kişisel yorumumdur. O toplantıda bulunan hiçbir şahsın ağzından bu cümleler çıkmamıştır. (Öyle umuyorum)



Sadece "Şinasi" ve "Akün" sahneleri için algılamak yanlış olur. 



Manzara bu iken toplantı masasında gülebilenlere ve bıyık altından sırıtabilenlere selam olsun! 

Önerilerim

- Refik Erduran ve Semih Sergen gençlere yol vermeli.
- Semih Sergen'in ve Refik Erduran'ın yazdığı oyunlar repertuardan çıkartılmalı. 
- Semih Sergen masada duran gözlüğünü takmalı!
- Refik Erduran daha demli çay içmeli. 



NOT: Fotoğraflar DT facebook sayfasından alınmıştır.

Caps tadında günler dilerim...



EGE KÜÇÜKKİPER