16 Eylül 2014 Salı

Sarıpınar'dan (1914) Soma'ya (2014) Güntekin ve Özakman


Kısa bir süre önce Turgut Özakman'ın, Reşat Nuri Güntekin'in "Değirmen" adlı öyküsünden uyarladığı "Sarıpınar 1914" adlı oyunu okudum. Aklıma Mayıs ayında yaşadığımız Soma faciası geldi. Fakat sadece benim aklıma gelmesi yetmez düşüncesiyle böyle bir yazı kaleme almaya karar verdim. Fikirlerimi daha iyi aktarabilmek (ve oyunu bilmeyenleri aydınlatmak) için sanırım hikâyeyi özetlemem gerek...

1914 yılında Anadolu’daki Sarıpınar kasabasının kaymakamı ve diğer ileri gelenleri, bir bağ evinde eğlence düzenleyip dansöz oynatırlar. Bu eğlence sırasında sarhoş olup dansöz kız Naciye için birbirlerine girerler ve "zelzele" olduğunu sanırlar. Panikle merdivenlerden düşerek bir tarafını kıran kaymakam, sabah uyanıp, kendini sargılar içerisinde yatar vaziyette bulduğunda zelzele olduğuna iyice inanır. Halbuki ne zelzele olmuştur ne de bir tarafı kırılmıştır. 

Zelzele olduğu haberi bir telgrafla İstanbul’daki gazetelere ulaşınca gerçekten bir doğal afet olduğu zannedilir. Basının abartması ve halkın duygularını sömürmesi sonucu felaket bölgesi kabul edilen Sarıpınar’a yardım yağar. Osmanlı’yı kendi yanında Dünya Savaşı’na sokmak isteyen devletler bile işin içine karışıp yardım gönderirler. Kasaba yetkilileri gelen yardımları halka dağıtmaktansa, yemeyi tercih ederler. Çünkü zelzelenin olmadığını anlamışlar ve yardım parasını dağıtmanın kanuna "aykırı" olduğunu düşünmüşlerdir. Mutasarrıftan valiye kadar devletin değişik kademesindeki yetkililer de işin aslını fark etmişler ve başlarının derde girmemesi için yalanı örtmeye çalışmışlardır. 

Küçük yalanlar, gittikçe daha büyük yalanlar doğurur. Felaket bölgesini görmeye devletin en yüksek kademesindeki insanlar, hatta şehzade ve batılı gazeteciler gelir. İLK defa gördükleri Anadolu halkının sefaletini, zelzele sonucu oluşmuş zannettikleri için yalan ortaya çıkmaz. Böylece oyun "mutlu" (!) son ile biter.

Hikâye bu şekilde. Olay örgüsüne bakıldığı zaman iki şey ön plana çıkıyor. 1) Yıllardır gidilmeyen Anadolu ve onun durumu. 2) Olmamış bir afetin, değişen koşullar çerçevesinde olmuş gibi gösterilmesi. Basının tutumundan bahsetmiyorum bile. Hatırlatırım biz de bağışta bulunduk. Bence Sarıpınar 1914 BUGÜN için çok şey söylüyor. Bu söyleme, siyasilerin ve devletlerin aradan geçen 100 yıla rağmen değişmeyen tutumları olanak veriyor...

Birinci madde, Soma maden ocaklarının en son ne zaman denetlendiğine, Soma'ya ne gibi yatırımların yapıldığına (!) ve en son ne zaman gidildiğine bakılarak değerlendirilebilir. İkinci madde ise Soma'da zaten olmuş olan bir afetin (yine değişen koşullar çerçevesinde), olmamış gibi gösterilmesi, işin kara mizah yönünü ve acı tarafını ortaya dökebilir. Unutmayın Başbakan, 1500'lü yılların örneğini vermiş, durumu olağan kılmıştı...    

Tüm bunlar "göstermeci" oyun biçimi içerisine yerleştirilip, bugüne ayna tutabilir. Hikâye bunu söylüyor. Hatta bağırıyor. Özakman, "Resimli Osmanlı Tarihi" adlı oyunun da şöyle der: "Dün, bugünü yaratır, yarını da bugün." Çok doğru. Lâkin biz bugüne bakmadan "Yarının Oyunları"nı yapmakla meşgulüz. Üzgünüm ama bu böyle... 

Tiyatrolar haldır haldır oyun arayışı içindeler. Bazıları da yabancı öyküleri oyunlaştırıyor. Elimizde böyle bir oyun/öykü var iken ve güncelliğini hâlâ koruyor iken (ne yazık ki) İBBŞT, DT ve tüm ÖZEL tiyatrolar, dramaturglar, rejisörler ve oyuncular neyi bekliyor? Oyunun adı bile hazır "Soma 2014"

Demem o ki 1914'ün "zelzele"si, 2014'ün "maden ocağı/göçüğü" olabilir. Benim elimde imkân olsa bir dakika bile durmam. Oyunda şöyle bir cümle var: "Bu felaket, bizi birbirimize yakınlaştırır."  Birbirimize yakınlaşmak için bir olayı (mucizeyi) beklediğimiz muhakkak. "Kardeş" (!) olan bizler, kardeşliğin gereğini yerine getir(e)miyoruz. Umarım bu cümle yönetmenlere ışık olur da, iki olay birbirine yakınlaşıp, ortaya çıkan sonuç sahneye ve seyirciye geçer...


EGE KÜÇÜKKİPER

DİĞER BLOGUM: http://egekucukkiper.blogspot.com.tr

Kaynak: Vikipedi


14 Eylül 2014 Pazar

Okuduğum Oyunlar Listesi

YAZAR
ESER
W.SHAKESPEARE III. RİCHARD 
W.SHAKESPEARE ANTONİUS İLE KLEOPATRA
W.SHAKESPEARE ATİNALI TİMON
W.SHAKESPEARE BİR YAZ GECESİ RÜYASI*
W.SHAKESPEARE CORİOLANUS
W.SHAKESPEARE FIRTINA *
W.SHAKESPEARE HAMLET *
W.SHAKESPEARE HIRÇIN KIZ
W.SHAKESPEARE
W.SHAKESPEARE
JULİUS CEASER
KISASA KISAS*
W.SHAKESPEARE KRAL LEAR *
W.SHAKESPEARE MACBETH *
W.SHAKESPEARE ROMEO VE JULİET*
W.SHAKESPEARE ONİKİNCİ GECE*
W.SHAKESPEARE OTHELLO *
W.SHAKESPEARE VENEDİK TACİRİ *
W.SHAKESPEARE YANLIŞLIKLAR KOMEDYASI*
ANTON ÇEHOV MARTI
ANTON ÇEHOV ÜÇ KIZ KARDEŞ *
ANTON ÇEHOV VANYA DAYI *
ANTON ÇEHOV VİŞNE BAHÇESİ *
ANTON ÇEHOV AYI *
ANTON ÇEHOV BİR EVLENME TEKLİFİ *
ANTON ÇEHOV KUĞUNUN ŞARKISI *
ANTON ÇEHOV DÜĞÜN
ANTON ÇEHOV KUTLAMA
ANTON ÇEHOV TATYANA REPİNA
ANTON ÇEHOV SAYFİYEDE YAZ
ANTON ÇEHOV TÜTÜNÜN ZARARLARI
ANTON ÇEHOV DAĞ YOLUNDA
MOLİERE CİMRİ *
MOLİERE GEORGE DANDİN
MOLİERE HASTALIK HASTASI
MOLİERE KİBARLIK BUDALASI *
MOLİERE TARTUFFE *
GOGOL BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ *
GOGOL MÜFETTİŞ*
GOETHE FAUST
LORCA
LORCA
YERMA
BERNARDA ALBA'NIN EVİ *
LORCA KANLI DÜĞÜN
SOFOKLES ANTİGONE *
EURİPİDES
SAMUEL BECKETT
MEDEA
GODOT'YU BEKLERKEN
BERTOLT BRECHT İNCİL
BERTOLT BRECHT BAAL
BERTOLT BRECHT GECEDE TRAMPET SESLERİ
BERTOLT BRECHT DÜĞÜN
BERTOLT BRECHT DİLENCİ VEYA ÖLÜ KÖPEK
BERTOLT BRECHT ŞEYTAN KOVMA
BERTOLT BRECHT KARANLIKTA IŞIK
BERTOLT BRECHT BALIK AVI
BERTOLT BRECHT OVA
BERTOLT BRECHT KENTLERİN VAHŞİ ORMANINDA
BERTOLT BRECHT KRAL II.EDUAR'IN YAŞAMI
BERTOLT BRECHT ADAM ADAMDIR
BERTOLT BRECHT ÜÇ KURUŞLUK OPERA
BERTOLT BRECHT MAHAGONNY
BERTOLT BRECHT MAGAGONNY KENTİNİN YÜKSELİŞİ
BERTOLT BRECHT LİNDBERGHLERİN UÇUŞU
BERTOLT BRECHT BADEN BADEN
BERTOLT BRECHT EVET DİYEN, HAYIR DİYEN
BERTOLT BRECHT ÖNLEM
BERTOLT BRECHT MEZBAHALARIN KUTSAL JOHANNAS'I
BERTOLT BRECHT KURALDIŞI VE KURAL
BERTOLT BRECHT ANA
BERTOLT BRECHT SİVRİ KAFALILAR İLE YUVARLAK KAFALILAR
BERTOLT BRECHT KÜÇÜK BURJUVANIN 7 ÖLÜMCÜL GÜNAHI
BERTOLT BRECHT HORASYALILAR VE KURİASYALILAR
BERTOLT BRECHT CARRAR ANANIN SİLAHLARI
BERTOLT BRECHT III.REİCH'İN KORKU VE SEFALETİ
BERTOLT BRECHT GALİLE'NİN YAŞAMI
BERTOLT BRECHT DANSEN
BERTOLT BRECHT DEMİRİN FİYATI NEDİR?
BERTOLT BRECHT CESARET ANA VE ÇOCUKLARI
BERTOLT BRECHT LUKULLUKS'UN SORGULANMASI
BERTOLT BRECHT SEZUAN'IN İYİ İNSANI *
BERTOLT BRECHT PUNTİLLA AĞA İLE UŞAĞI MATTİ
BERTOLT BRECHT ARTURO Uİ'NİN TIRMANIŞI *
BERTOLT BRECHT SİMONE MACHARD'IN DÜŞLERİ
BERTOLT BRECHT SHWEYK
BERTOLT BRECHT MALFİ DÜŞESİ
BERTOLT BRECHT SOFOKLES'İN ANTİGONESİ
BERTOLT BRECHT KAFKAS TEBEŞİR DAİRESİ *
OKTAY ARAYICI NAFİLE DÜNYA
OKTAY ARAYICI BİR ÖLÜMÜN TOPLUMSAL ANATOMİSİ
OKTAY ARAYICI RUMUZ GONCAGÜL *
OKTAY ARAYICI TANİLLİ DOSYASI
GÜNER SÜMER
GÜNER SÜMER
YARIN CUMARTESİ
BOZUK DÜZEN
GÜNER SÜMER HÜZZAM *
GÜNGÖR DİLMEN CANLI MAYMUN LOKANTASI
GÜNGÖR DİLMEN KURBAN
GÜNGÖR DİLMEN BAĞDAT HATUN
GÜNGÖR DİLMEN AŞKIMIZ AKSARAY'IN EN BÜYÜK YANGINI *
GÜNGÖR DİLMEN MİDAS'IN KULAKLARI
GÜNGÖR DİLMEN MİDAS'IN ALTINLARI
GÜNGÖR DİLMEN MİDAS'IN KÖRDÜĞÜMÜ
ŞİNASİ ŞAİR EVLENMESİ
NAMIK KEMAL VATAN YAHUT SİLİSTRE
AHMET VEFİK PAŞA MERAKİ
TURGUT ÖZAKMANOCAK *
TURGUT ÖZAKMANPEMBE EVİN KADERİ
TURGUT ÖZAKMANKANAVİÇE
TURGUT ÖZAKMANPARAMPARÇA
TURGUT ÖZAKMANSARIPINAR 1914
TURGUT ÖZAKMANFEHİM PAŞA KONAĞI*
TURGUT ÖZAKMANRESİMLİ OSMANLI TARİHİ
TURGUT ÖZAKMANBİR ŞEHNAZ OYUN
DUŞAN KOVAÇEVİÇ
DUŞAN KOVAÇEVİÇ
KUNDURACI DOKTOR
İNTİHARIN GENEL PROVASI *
DUŞAN KOVAÇEVİÇPROFESYONEL *
EBRU NİHAN CELKANKİMSENİN ÖLMEDİĞİ..*
EBRU NİHAN CELKANNEREDE KALMIŞTIK?
HENRİK IBSEN
HENRİK İBSEN
HENRİK İBSEN
HENRİK İBSEN
HENRİK IBSEN
HORTLAKLAR
ROSMERLER
PEER GYNT
BRAND
CATİLİNA
HENRİK IBSEN
HENRİK IBSEN 
BİR HALK DÜŞMANI
YABAN ÖRDEĞİ
HENRİK IBSENNORA (BİR BEBEK EVİ)
HENRİK IBSENHEDDA GABLER *

HAROLD PİNTER
HAROLD PİNTER
HAROLD PİNTER
HAROLD PİNTER                 

KUTLAMA *
D.GÜNÜPARTİSİ*
EVE DÖNÜŞ
GİT-GEL DOLAP


ARTHUR MİLLER
ARTHUR MİLLER
ARTHUR MİLLER
HEPSİ OĞLUMD
KÖPRÜDEN GÖR.
CADI KAZANI*
ARTHUR MİLLER
ARTHUR MİLLER
SATICININ ÖLÜMÜ*
BEDEL
CARLO GOLDİNİİKİ EFENDİNİN UŞAĞI
CARLO GOLDİNİOTELCİ KADIN
ALBERT CAMUSCALİGULA
ORHAN ASENAHÜRREM SULTAN
ORHAN ASENAYA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE
ORHAN ASENAKORKU
SADIK ŞENDİL     SADIK ŞEN         KANLI NİGAR *
7 KOCALI HÜRMÜZ *



HALDUN   TANER
HALDUN TANER
    EŞEĞİN GÖLGESİ
    SERSEM KOCANIN KURNAZ KARISI*
HALDUN TANER    GÖZLERİMİ KAPARIM VAZİFEMİ YAPARI*
HALDUN TANER
HALDUN TANER
    AYIŞIĞINDA ŞAMATA*
    KEŞANLI ALİ DESTANI*
TURAN OFLAZOĞLU 
TURAN OFLAZOĞLU
    GENÇ OSMAN
    KÖSEM SULTAN *
GÖKHAN ERARSLAN                   VAKTİ GELDİ*
GÖKHAN ERARSLAN                   PAŞA PAŞA TİYATRO*
A.CÜNEYD KILCIOĞLU               İKİNCİ DEREDEN İŞSİZLİK YANIĞI
A.CÜNEYD KILCIOĞLU               KOMŞUM HİTLER
ÖZGÜR TANIK                                 İSİMSİZ
PHİLİP RİDLEY                               KARA VANİLYA ORMANI*
DAVİD GREİG                                  UZAK ADALAR*
A.KADİR BOZKURT                       SİRKE TADINDA BÖĞÜRTLEN REÇELİ
EDWARD ALBEE                            KİM KORKAR HAİN KURTTAN *
PLİNİO MARCOS                            GECE O KADAR KİRLİYDİ Kİ İKİSİ DE...
FRİEDRİCH DÜRRENMANTT   YAŞLI BAYANIN ZİYARETİ
MELİH CEVDET ANDAY             MİKADO'NUN ÇÖPLERİ
MELİH CEVDET ANDAY             MÜFETTİŞLER*
MELİH CEVDET ANDAY             ÖLÜLER KONUŞMAK İSTER
MELİH CEVDET ANDAY             YILANLAR
MELİH CEVDET ANDAY             DİKKAT KÖPEK VAR
MELİH CEVDET ANDAY             YARIN BAŞKA KORUDA*
SLAWOMİR MROZEK                  AÇIK DENİZDE
SLAWOMİR MROZEK                  SIĞINTILAR
SLAWOMİR MROZEK                  POLİSLER*
TENESSEE WİLLİAMS                SIRÇA HAYVAN KOLEKSİYONU
TENESSEE WİLLİAMS                ARZU TRAMVAYI
ALEJANDRO CASONA                 AĞAÇLAR AYAKTA ÖLÜR
JEAN PAUL SARTRE                    GİZLİ OTURUM
WOLFGANG BORCHER              KAPILARIN DIŞINDA
MARTİN MACDONAGH              YASTIK ADAM
BERNARD SHAW                           KIRGINLAR EVİ
BERNARD SHAW                           PYGMALİON
BERNARD SHAW                           SEZAR İLE KLEOPATRA
BERNARD SHAW                           JAN DARK
ANTONİO DA LA PARRA             GÜNLÜK MÜSTEHCEN SIRLAR
ADALET AĞAOĞLU                       KOZALAR
JEFFREY HATCHER                     BİR PİCASSO LÜTFEN
STEFAN TSANEV                           SOKRATES'İN SON GECESİ *
PİRANDELLO                                  APTAL
PİRANDELLO                                  AĞZI ÇİÇEKLİ ADAM
PİRANDELLO                                  SİCİLYA TURUNÇLARI
HENRİ KEROUL                             CİBALİ KARAKOLU*
NAZIM HİKMET                             KAFATASI
NAZIM HİKMET                             BİR ÖLÜ EVİ
MEMET BAYDUR                           YEŞİL PAPAĞAN LİMİTED
OLDRICH DANEK                          SAVAŞ İKİNCİ PERDEDE ÇIKACAK
JEAN PAUL SARTRE                     SAYGILI YOSMA
JEAN GENET                                   BALKON
JEAN GENET                                   HİZMETÇİLER
BORİS VİAN                                     GENERALLERİN BEŞ ÇAYI
BORİS VİAN                                     İMPARATORLUK KURANLAR*
ÖZEN YULA                                      DÜNYANIN ORTASINDA BİR YER
ÖZEN YULA                                      AY TEDİRGİNLİĞİ
ÖZEN YULA                                      GAYRİ RESMİ HÜRREM
HAŞMET ZEYBEK                         DÜĞÜN YA DA DAVUL
SAM BOBRİCK                                BAŞ BELASI
GEORGE WALKER                        KARANLIK GÜÇLER ÜSTADI
BEHİÇ AK                                         AYRILIK
BERNARD MARİE KOLTES      ORMANLARDAN HEMEN ÖNCEKİ GECE*
EPHRAİM KİSHON                      TARLA KUŞUYDU JULİET *
NİCOLLAS BILLON                      BEYAZ FİL *
YAKUP ALMELEK                         UYANIŞ *
HEİNER MÜLLER                         HAMLET MAKİNESİ*
GEORG BÜCHNER                       LEONCE İLE LENA*
DEJAN DUKOVSKİ                       BARUT FIÇISI
DİNÇER SÜMER                            ESKİ FOTOĞRAFLAR
TRACY LETTS                                 KATİL JOE *
SERMET ÇAĞAN                           AYAK BACAK FABRİKASI
AUGUST STRİNDBERG              MATMAZEL JULİE
AUGUST STRİNDBERG              BABA
VASIF ÖNGÖREN                         ALMANYA DEFTERİ
JEZ BUTTERWORTH                   NEHİR*
EDWARD BOND                            ALT ODA
EDWARD BOND                            SANDALYE
EDWARD BOND                            HİÇBİR ŞEYİM YOK
ARİSTOPHANES                           EŞEKARILARI
ARİSTOPHANES                           KUŞLAR
ARİSTOPHANES                           KÖMÜRCÜLER
ARİSTOPHANES                           BARIŞ
ARİSTOPHANES                           LYSISTRATA*
GENCO ERKAL                              BİRTAKIM AZİZLİKLER
HÜLYA KARAKAŞ                         SHAKESPEARE'İN KERİMELERİ
CİVAN CANOVA                            DÜĞÜN ŞARKISI
ORHAN KEMAL                            TERSİNE DÜNYA*
GEORGE FARQUHAR                 KURNAZ AŞIKLAR*
GRÖNHOLM METODU              JORDİ GALCERAN*
AZİZ NESİN                                    HADİ ÖLDÜRSENE CANİKOM*
CHARLOTTE JONES                   HAVADA YÜZMEK*
GORKİ                                              AYAKTAKIMI ARASINDA*
KEREM KOBANBAY                    ÜÇ NOKTA*
MİCHAEL FRAYN                         OYUNUN OYUNU*
RAY COONEY                                 TOM,DİCK VE HARRY*

-----------------------------------------------------------------------

234 oyun, 88 yazar...

Bazı oyunların yanında bulunan (*) işareti, o oyunun aynı zamanda izlendiği anlamını taşır.

DİĞER BLOGUM: http://egekucukkiper.blogspot.com

SON GÜNCELLEME: 17.04.2016


EGE KÜÇÜKKİPER

10 Eylül 2014 Çarşamba

İBBŞT ile DT Hakkında Düşünce ve Önerilerim (2014-15 Sezonu)


Bu yazıyı yeni sezon öncesi yazmam şarttı. İBBŞT'nın ve DT'nun Ekim ayı oyun düzenlerini açıklamalarını bekledim ama bugün 10 Eylül olmasına rağmen ortalıkta hiçbir bilginin olmadığını gördüm. Eminim programlar hazırdır fakat web sitelerine eklenmemiştir. Her neyse. Ben, işlerim dolayısıyla bu yazıyı daha fazla bekletemezdim. Yazıyı yazmaktaki amacım, sosyal medyada bölük pörçük ilettiğim fikirlerimi düzenli bir mecrada toplamak ve tabii benim için hatalı ya da olmaması gereken bir takım yaptırımları eleştirerek sıralamak. 

A) İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları

1) Aynı yönetmen, aynı oyunu birçok kez, başka illerde (ya da aynı ilde) yönetmemeli. Ayşe Emel Mesçi, Ankara Devlet Tiyatrosu'nda rejisörlüğünü üstlendiği ve 5 yıldır kapalı gişe oynayan "Kerbela" adlı oyunu, İBBŞT için yönetecekmiş. Yönetsin. Tek derdimiz bu olsun. Ama benim tiyatro için başka dertlerim var. BENCE tiyatronun da kendi içinde bir yığın derdi var. 

Örnek çeşitlendirilebilir. Barış Erdenk için de aynı şeyi tavsiye ederim. Özellikle genç rejisörler, kendilerini geliştirmeliler. Tekrara düşmek kolay. Düşürmek ve düşürülmek daha kolay. Ayşe Emel Mesçi, 2005 yılında Bursa DT'nda "Bernarda Alba'nın Evi"ni yönetmişti. Bu yıl ise aynı oyunu Ankara DT'nda yönetti. Her iki oyunu da, (dekor, kostüm ve hatta afiş dahil) inceledim. Hemen hemen aynı. Ben "hemen hemen" diyorum. Siz anlayın.. Bahsi geçen oyun, farklı bir rejisöre yönettirilse nasıl olur? "Kerbela" için neden olmasın? Bunun cevabı Mazhar, Fuat, Özkan'da: "Ne yaptık ne ettikse olduramadııııkkk." Zincir kopuk, nasıl olsun ki? Birleşir mi? Bu zihniyetle zor. Çok zor...

2) Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu, Bergüzar Korel gibi adları, "tiyatro" ve "sahne" gibi kavramların yanında görüyorum. Amaç popülarite yaratarak tüm koltukları doldurmak. Şimdi dolmuyor mu? Benim her gittiğim oyun full. Gitmediklerimi de takip ediyorum. Onların da bir farkı yok. Elimde, Şebnem Köstem, Levent Üzümcü, Erarslan Sağlam, Çağlar Çorumlu, Mert Turak, Cem Davran, Bennu Yıldırımlar, Serhat Kılıç, Kubilay Penbeklioğlu gibi isimler var ama ben dışarıdan oyuncu getiriyorum. O zaman onlar neden var? Tiyatro popüler kültürün pençesinden uzak bir sanattır ve BENCE öyle kalmalıdır. 

3) Emekli olan sanatçılar, kuruma geri dönüş yapacaklarmış. Yapsınlar. Lâkin bir sürü genç kuyruk olmuş beklerken, bu haktan reva mı? Cihan Ünal ve Sezai Altekin gibi sanatçılar elbette çok değerli. O değere nasıl ulaştıkları da belli. Gençler neden ulaşmasın? BENCE ulaştırılamıyor. 

Emekli olmuş sanatçıların, genç oyuncu ve seyirciler için artısı şudur: "Yaşım tutmadığı için sahnede izleyememiştim. İçimde ukte kalmıştı. Çok şükür izleyebildim." Evet bu çok güzel bir şey. Ben Cihan Ünal'ı, "6 Haftada 6 Dans Dersi" adlı oyunda izlemiştim. Tekrar izlemeyi de isterim. Fakat başka birinin açığını dolduracaksa istemem. Bırakın orayı genç bir pırlanta doldursun. 

Figüranlıktan, Genel Sanat Yönetmenliği'ne gelen, Erhan Yazıcıoğlu'na yeni görevinde başarılar dilerim. Umarım İBBŞT, "uçmak" yerine, temellerini sağlamlaştırıp, kökünü daha derinlere salar. Yoksa mazallah, lodosun ne yapacağı, tiyatroyu nereye savuracağı belli olmaz. 

EK: (Aşağıdaki kısım, İBBŞT'nın 1 Ekim 2014'de yaptığı basın toplantısından sonra eklenmiştir)

Geçen sezon kaldırılan Çarşamba matineleri (15.30) tekrar konulmuş. Çok sevindim. Matine izleyicisi farklıdır, özeldir. Fakat bu sefer de Pazar matineleri kaldırılmış. Daha doğrusu sadece çocuklara ayrılmış. Her zaman çocuk tiyatrosuna yeteri kadar önem verilmemesinden şikayet ederdim. Fakat bence bu bir önem değil. Çarşambayı koyduk diye Pazarı kaldırmak, izleyici sayısını da düşürmek demek. Hafta içi çalışan insanlar, sadece Cumartesi ile sınırlı kaldılar demek. Çalışmayanlar ise o güne iş çıkaramazlar demek. Yani bir sınırlama söz konusu. Düzeltilmesi gerekir... 

Bazı sahneler de (Kağıthane, Üsküdar Kerem Yılmazer, Gaziosmanpaşa ve Ümraniye) Çarşamba temsillerinin (matine-suare) üzerine tamamen çizik atılmış. Harbiye, Fatih Üsküdar (Müsahipzade) ve Kadıköy sahneleri için bir sıkıntı yok. Onlar "seçilmiş" sahneler. Ortak olan nokta: Cumartesiye hiç dokunulmamış. Galiba bir parmak bal çalınmış...

4 tane "Açıkhava Tiyatrosu" fikri elbette çok güzel ama bana pek mümkün değil gibi geldi. Helikopterle gezilip, yer bakılacakmış. Çok büyük bir proje. En sona bırakılmalı. İBBŞT'nın olmadığı semtlere sahne açılarak işe başlanmalı. Üsküdar Kerem Yılmazer sahnesi, "atölye" haline getirilecekmiş. (Bir yandan temsiller devam edecekse) Ne güzel olur...

Aleksandre Popovski adı beni heyecanlandırdı. "Tehlikeli İlişkiler" müthişti. Yeni oyununu merakla bekliyorum..

B) Devlet Tiyatroları

1) Ocak ayında "Moliere Haftası" düzenlenecekmiş. Düzenlesin. Klasik eserler çok mühim. Ya yerli yazarlarımız? 2015 yılı, Haldun Taner Usta'nın 100. Doğum yılı. Devlet Tiyatrosu'na, "Haldun Taner Haftası" yapmak yakışmaz mı? Yazarın birçok eserini aynı hafta içerisinde izleyip, o yazarı tanıma imkânı BENCE seyirciye verilmeli. Verilmiyorsa, seyirci bunu talep etmeli. Görüyorum ki benimle aynı fikirde olan kimse yok. Yok mu?  

Çok ilginç bir noktayı sizlerle paylaşmama müsade edin. Hiçbir kurumun Ekim programı belli değil (en azından web sitede) ama Ocak ayında ne olacağı belli. Gerçekten çok ilginç. Her zaman ileriyi gören bir tiyatro isterdim. Yanlış anlaşılmışım..

2) Neşet Ertaş geliyormuş. Yani oyun olarak. İBBŞT için kaleme aldığım popülarizmin bir başka boyutu. Çok gerekli görmedim. Şu düşünce benim için çok önemlidir: "Olmasa ne kaybederim?" Yanıtım "hiçbir şey" ise, olmasın. Yanlış anlamayın ama her vefat edene bir oyun yapılacaksa, BENCE kapatıp gidelim. Yıllardır sahnelenmeyi bekleyen birçok oyun var. Öncelik onların olmalı. Dramaturglar!

3) Ankara Devlet Tiyatrosu, Kasım ayında (Kasım bile belli. Ne çektin be Ekim) "Tek Kişilik Oyunlar Haftası" yapacakmış. Yapsın. Bayılırım tek kişilik oyunlara. Bülent Emin Yarar, İDT'nun oyunu "Hamlet" ile katılacakmış. Her ilden 1 oyun gidecekse, BENCE bu sefer öncelik Defne Yalnız'ın oynadığı "Nice Yıllara" olmalı. Bu sefer diyorum çünkü B.E. Yarar, bu yıl "Shakespeare Haftası" ile zaten gitti. Evet izlemeyenler olabilir. Talep yoğundu. (Demek ki seyirci bazı şeyleri talep etmesini biliyor!) O hafta ben de Ankara'da idim. Peki diğer oyunu gören var mı? Yok. Tek kişilik mi? Evet. O zaman? 

4) Özellikle Ankara ve İzmir gibi iller birçok hafta, birçok festival düzenlerken, İstanbul'un hangi âlemde olduğunu düşünüyorum. Neden bu kadar geriyiz? Hiç mi örnek almıyoruz? Oyuncu seçmesi peşinde koşmayı benim aklım almıyor. Kadrolu oyuncu yok mu? Aslında bütün bunların cevabını biliyorum. Bildiğim için de Ankara'ya oyun izlemeye gidiyorum. Mecbur muyum? Sen yap ve beni ayağına getirt! Yaka paça da olsa getirt! 

C) Önerilerim

1) Aynı oyun, sürekli aynı sahnede oynamamalı. (Oyun teknik özellikleri dolayısıyla bir sahneye uyumludur ve hep orada oynar. Bunu anlarım) Ben Şişli'den kalkıp Üsküdar'a gitmek zorunda değilim.

2) Aylık programlar daha erken açıklanmalı. Bilet satışları daha erken başlamalı. (Özellikle DT)

3) Senelerce oynayan oyunlar (çok talep olsa dahi) bir süre sonra kaldırılmalı. Mesela 2 sezon? Çünkü sürekli yeni oyun başlıyor ve her oyun eşit derecede oynayamıyor.

Kaldırılmalı: Şark Dişçisi, İstanbul Efendisi, Kabare, Michelangelo, Çehov Makinesi, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Toros Canavarı, İstanbul Hatırası, Profesyonel, İntiharın Genel Provası, Buluşma Yeri, Dar Ayakkabı ile Yaşamak, Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye, Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum, Yüzleşme, Perşembenin Hanımları, Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi.

EK: (Aşağıdaki kısım, İBBŞT'nın 1 Ekim 2014'de yaptığı basın toplantısından sonra eklenmiştir)

Yukarıda kaldırılması gereken oyunları yazmıştım. 13 tanesi (kırmızı olanlar) İBBŞT oyunu idi. Bu 14 oyundan 10 tanesi kaldırılmış. Bence doğru seçim. Fakat toplamda kaldırılan oyun sayısı 16.  "Kes ve Kaç", "Yuvaya Dönmek-Babam İçin" sezonun sonuna yetişen ve 10-15 gösterim yapan oyunlar. Devam etmelerini arzu ederdim. "Kösem Sultan" başladığı günden bu yana ilgi görmedi. Ankara'daki ayakta alkışlanıyor ve bu sezon da devam edecek (Onu da izledim) Arada fark var ise, kötü olan kalkmalı diye düşünüyorum. Seyirci ve yönetim, oyuna 1 sezon hak tanıdı...

"Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım", geçen sezonun en çok izlenen oyunu olmuş. 2015 Haldun Taner'in 100. Doğum yılı. Hem ilgiden hem de bu münasebetten dolayı bu sezon da devam etmeliydi. 

"Ateşli Sabır" uzun süredir oynamıyordu. Erhan Bey, Ragıp Yavuz'un sesini duymuş ve oyunu tekrar repertuara almış. Çok da iyi etmiş. Seyirci kaçırmamalı. "Cibali Karakolu" bu yılın yeni oyunlarından. Başrolde Zihni Göktay var. Konusu itibariyle güncel. "Oniki Öfkeli Adam" için de aynı şeyi söyleyebilirim. Aliye Uzunatağan'ı uzun bir aradan sonra izlemek isteyenler için ise "Lillian" kaçırılmaz bir fırsat. 

4) Broşürler zamanında basılmalı. Prömiyere yetiştirilmeli. Ayrıca DT, oyun broşürlerini ücretsiz yapmalı. 2 TL neyin nesi? Ben protesto amaçlı almıyorum.  

5) Kuleler ve billboardlar, oyun afişleriyle donatılmalı. Reklamın en güzel yolu. 

6) Yerli yazarların hikayeleri oyunlaştırılmalı. Ben sadece "Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye"yi (Sait Faik) biliyorum. Çoğaltılmalı. Neden "Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu" (Haldun Taner) ya da "Mürebbiye" (Hüseyin Rahmi Gürpınar) yerine "Dolores Claiborne" (Stephen King), olsun ki?   

D) Teşekkür

Erhan Yazıcıoğlu'na "Meydan Sahnesi" FİKRİ için teşekkür ederim. Umarım hayata geçer.

EK: (Aşağıdaki kısım, İBBŞT'nın 1 Ekim 2014'de yaptığı basın toplantısından sonra eklenmiştir)

Teşekkürümü geri almak zorundayım. Çünkü meydan sahnesi için düşünülen yer Fatih Reşat Nuri sahnesiymiş. Bir sahne yerine başka bir sahne kazanç değil. Üstelik daha masraflı... 


DİĞER BLOGUM: http://egekucukkiper.blogspot.com


EGE KÜÇÜKKİPER