22 Ekim 2015 Perşembe

Yeni Metin Yeni Tiyatro Üzerine Düşünceler


Son zamanlarda 'Yeni Metin - Yeni Tiyatro' diye bir kavram oluştu. Şöyle bir bakıyorum da bu kavramı çoğunlukla alternatif tiyatrolar kullanıyor. Ödenekli kurumlardan ses yok. Demek ki onlar eskisinden memnun. İşte benim çelişkiye düştüğüm kısım tam da burada başlıyor. Kafamda bir yığın soru. Bunları not etmek istiyorum...  

Yeni bir metin ve tiyatrodan bahsediliyor ise eskisi ne idi? 
Akabinde yenisi ne oldu?
Bugünün tiyatrosu eskidi mi?
Öyleyse, ödenekli kurumlarda eski metinlerle karşılaşılıp, eski tiyatro mu izleniliyor?
Bu kavramı ortaya atanların yaptığı tiyatro yeni mi?
Yeni ise neye, hangi amaca ve kimlere hitap ediyor?
Bu tanımı oluşturanlar, eski tiyatroda ne gibi bir deformasyon gördü?
Onlara göre yeni kavramı ne anlam ifade ediyor?
Yeni metin, genç yazarların ya da yazar adaylarının yazdıklarını mı kapsıyor?
Bu tanımlamanın içerisine dahil edilenler, ödenekli kurumlarda oynanmayan oyunlar mı?
Yeni metinler daha mı cesur?
Saf dışı bırakılan metinler gerçekten eski(di) mi?
Yeni tiyatro ile anlatılmak istenen, tiyatronun yeni bir biçime kavuşması mı?
O halde bu biçim ne ve neye dayanıyor?
Yeni bir metin ve tiyatro mevcut ise, ödenekli kurumlar neden eskide ısrarcı?
Yeni metin ve tiyatronun, bütünsel olarak Türk Tiyatrosuna getirisi nedir?
Yeni metin ve tiyatro, seyirci üzerinde nasıl bir değişimi hedefleyip, neyi vaad ediyor?
Niçin yeni metne ve tiyatroya ihtiyaç duyuldu?

İnternette gezinirken şöyle bir açıklama ile karşılaştım:

Galata Perform bünyesinde oluşturulan Yeni Metin Yeni Tiyatro Yönetmenlik Atölyesi, Oyun Yazarlığı ve Oyunculuk Atölyeleriyle paralel giden ve birbirinden yararlanan dolu ve kapsamlı bir program sunuyor. Yönetmen adayları, sene içerisinde yazarlar ve oyuncularla çalışma imkanının yanı sıra sene sonundaki 'Yeni Metin Yeni Tiyatro Festivali'nde, oyun okuması yönetme olanağına sahip oluyor. 

Yukarıdaki açıklama benim aklıma "yaz - yönet - oyna" mantığını getirdi. Bu ne kadar sağlıklı? Tartışılır. Bir aday bence tek branş üzerine yoğunlaşmalı. Program sonunda 'oyun okuması yönetmenliği' olanağı veriliyorsa, yönetim kısmı daha ağırlıkta demektir. (Umarım yazdıkları metinleri okumuyorlardır) Bir de adayların çalışma fırsatı bulacakları yönetmen ve yazarlar kısmı var. Yeni metin yeni tiyatro henüz yavaş yavaş yerini buluyor ise, gelecek olan meşhur yönetmen ve yazarlar eskinin bir parçası olacak. Bir nevi eski, yeniyi besleyecek. Bir başka deyişle, yeni, eskiye muhtaç. Bunu yapan bir alternatif tiyatro. Buradan hareketle ve bu konuyla bağlantısıyla bir başka noktaya değinmek istiyorum... 

Alternatif tiyatroları incelediğimde gördüğüm manzara, genelde kendi yazdıkları metinleri oynamaları ve kendileri yönetmeleri şeklinde. Alternatif tiyatroların bazıları 10 küsur yıllık, bazıları ise daha çok yeni. 

Düşünüyorum: Hiç bilmediğim bir tiyatroya gitmeye karar verdim. Hangi oyunu seçtiklerine, yazanına ve yönetenine baktım. Anladım ki yazanı da yöneteni de oyunu da bilmiyorum. Bilmiyor oluşum elbette o kişileri ve eseri 'kötü' olarak nitelendirmez. Bu şartlar altında gitmeli miyim? Muallaktayım. 

Şimdi aynı durumu farklı bir biçimde düşünüyorum: Yazanı ve yöneteni hasbelkader tanınmış, metin zaten bilindik. Gitmeli miyim? Yine muallaktayım. Lakin bir önceki duruma göre bazı şeyler kafamda daha net. Haliyle gitme payım daha yüksek. Elbette bu da oyunu daha 'iyi' yapmaz.    

Bilindik bir metinden kastım klasik bir eser değil. Özel ya da alternatif sahnelerin böyle bir prodüksiyonu maddi açıdan gerçekleştiremeyecekleri aşikar. Lakin o tiyatro 'bilinmez' olarak açıldı ise, üyeleri ve yapımı 'bilinmez' olamaz. Başta seyirciyi çekecek oyunlar ile başlanır, seyirci zaman içerisinde bilmediğini, bilir hale gelir ve bir 'tanıdık' olur. Daha sonra bu tanıdık, artık sizi tanıdığı için, çoğu yapımınıza gelir. Kendi metniniz, o tanıdığın nezdinde değerli olur. Bunu yapan alternatif sahne çok az. Ben ilk durumu ele alanlar başarısız, ikinci durumu ele alanlar çok başarılı olur demiyorum. Sadece 'alternatif' sunuyorum. 

Sonuç olarak ilk düşüncem, onlar için bir yenilik. İkinci düşüncem için belki eski denemez ama yeni olarak kabul etmeyecekleri de kesin. Bu durumda benim için Yeni Metin - Yeni Tiyatro bir bilinmez, tanınmaz, flu bir 'şey'. İçinin doldurulması ve doluluğun sahneye aktarılması, bu konuda seyircinin bilinçlendirilmesi gerek. İnsan alışkanlıklarından kolay vazgeçemez. Uyumu önce kendi içinizde yakalamanız şart. Siz uyarsanız benim uymam daha kolay. En yenisinden, düşünün...


Ege KÜÇÜKKİPER


1 yorum:

  1. D/okunmak için d/okumak yada d/okuyun...

    Bir işin ucundan tutmaya başladığınızda, o iş sizi içine çeker. Bir işin içine çekilebilmek için, o iş hakkında d/okumanız gerekir. Ege Küçükkiper, d/okunmak için d/okumaya değer veren biri ve d/okuyanın içindeki d/okuyan kabardıkça yazı yazma isteği oluşur. Ege, yazı yazma yeteneği bulunan biri... D/okuyun...

    Hilmi Bulunmaz

    YanıtlaSil